Yediklerinden Yeniden Keyif Almana Yardımcı Olabilecek Esnek Beslenme Stratejisi
Rehberlik
Katı diyet "kurallarını" ardında bırak. Vücudunun verdiği doğal sinyalleri dinlemeyi öğren.
- Sezgisel beslenme, ne zaman, ne kadar ve ne yiyeceğini düşünme stresini ortadan kaldırabilecek, popülerlik kazanmış bir akımdır.
- Vücudunun verdiği sinyallere dikkat ederek ve bunlara farkındalıkla yaklaşarak seni neyin tatmin ettiğini öğrenebilirsin.
- Dilediğin zaman NTC'deki kolay tarifleri deneyerek keyif alacağın bir yemek hazırlayabilirsin.
- Vücudunun verdiği sinyalleri dinlemeyi öğrendiğinde, besleme uzmanlarından daha fazla rehberlik alarak beslenme planını iyileştirebilirsin.
Daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam et…
Beslenme konusunda tamamen esnek olduğunu, istediğin yemeği istediğin zaman yediğini ve bunun için kendini hiç kötü hissetmediğini hayal et. Bu, sezgisel beslenmenin temel varsayımıdır.
Bu beslenme hareketinin savunucularından olan diyet karşıtı kayıtlı diyetisyen ve Anti-Diet: Reclaim Your Time, Money, Well-Being, and Happiness Through Intuitive Eating kitabının yazarı Christy Harrison, "Sezgisel beslenmek; açlık hissine güvenmek ve o hissin gereğini yerine getirmek, yemek tercihleri için suçluluk hissetmemek ve beslenmede keyif almaya öncelik verip bunu aramak anlamına gelir." diyor.
Temelde sezgisel beslenme, istediğini istediğin zaman ve istediğin miktarda yemek için kendine koşulsuz olarak izin vermektir.
Harrison, bunun düzensiz beslenmek olmadığını, tam tersine sahip olduğun en eski yeteneklerden biri olduğunu söylüyor ve sezgisel beslenmenin, tıpkı doğru squat yapmak veya karından derin nefes almak gibi doğuştan gelen bir şey olduğunu ekliyor: "Bebeklere baktığın zaman birbirinden çeşitli yiyecekler yediklerini ve doydukları zaman yemeyi bıraktıklarını görürsün."
Harrison, bu doğal eğilimin "diyet kültürü", yani sürekli olarak ne yiyip ne yememen gerektiğini söyleyen mesajlar tarafından bozulduğunu söylüyor.
Harrison şöyle diyor: "Diyet kültürü zayıflığa tapıyor ve zayıflığı, sağlıklı ve iyi bir insan olmakla eşdeğer görüyor. Kilo vermeye önem atfediyor, bazı yiyecekleri öne çıkarıp bazılarını kötülüyor ve kendi sağlık anlayışına uymayan kişileri, özellikle de kilolu bireyleri küçümsüyor."
Harrison, diyet kültürünün kilo verdirici rejimlerin ötesine geçip sağlıklı beslenmeyi tarif etmek için kullandığımız dili etkileyebileceğini söylüyor: "'Temiz beslenme' ve 'işlenmiş gıdalardan' kaçınma talimatları kulağa mantıklı gelebilir ama bu dil bile alttan alta diyet kültürünü dayatır."
Bu kurallara uymak kimileri için yemek yemeyi keyifli bir şey olmaktan çıkarırken kimilerinde duygusal yeme ve sağlıklı beslenme saplantısı gibi çeşitli sorunlara yol açabilir. Harrison şöyle diyor: "Sürekli olarak şunu merak edersin: Bu yiyecek yeterince 'temiz' mi? Yeterince 'doğal' mı? Bu düşünce şekli moral bozucu ve zihinsel açıdan yorucu olabilir. 'Doğru' olanı yapmadıkları zaman insanların kendilerini kötü hissetmesine yol açabilir."
Araştırmalar Harrison'ı doğruluyor: Diyet yapmak ve yiyecek kısıtlamaları, kaçınılmaz olarak kilo almaya neden oluyor. (2007 tarihli önemli bir UCLA çalışmasında araştırmacılar farklı diyetlere odaklanan 31 uzun vadeli çalışmaya baktı. Protokol ne olursa olsun çoğu kişinin verdiği kiloları fazlasıyla aldığını ve diyetlerinin sağlık açısından fayda sağlamadığını gördüler.) Harrison, belirli yiyecekleri kısıtladığın zaman kaçınılmaz olarak o yiyecekleri isteyeceğini ve saplantı haline getireceğini söylüyor. "Kurallara" uyamadığındaysa biyolojik ve psikolojik nedenlerden dolayı o yiyecekleri fazla tüketme ihtimalin artıyor.
Sezgisel beslenme ise bu kurallardan vazgeçip kontrolü sana veriyor.
İlk olarak yemek isteyip istemediğine ve ne yemek istediğine dikkat et. Harrison, yemek yerken doyduğun zaman durmanı ve yemeğin daha doyurucu olması için yapılabilecek bir şey olup olmadığını kendine sormanı söylüyor. Öğle yemeğinde sandviç yerine cips yediğin zaman bir saat sonra acıkabilirsin ya da cips yemenin tuzlu bir şeyler yeme ihtiyacını karşıladığını ve bir sonraki yemek ya da atıştırmalık seçiminde kontrolün sende olmadığı hissini önlediğini fark edebilirsin.
Bu noktada şunu düşünüyor olabilirsin: Beni tatmin edecek tek şey, sadece cips ve pasta yemek. Harrison çoğu kişinin bu "açık büfe" aşamasından geçtiğini kabul ediyor: "'Kötü yiyecek' olarak gördüğün için kendine hep yasakladığın yiyeceklere yönelebilirsin. Eskiden 'yasak' olan bu yiyeceklere duyduğun istek hiç yok olmayabilir ama diğer yiyeceklere duyacağın istekle dengelenecektir." Canın bazen cips ve pasta çekerken bazen meyve veya sebze çekecektir.
Harrison, bu dengenin sağlıklı olduğunu söylüyor. Tıpkı bebekken yaptığın gibi vücudunun ihtiyacı olan besin maddelerini ve miktarını sezgisel olarak tüketebilirsin. Üstelik bunu yaparken keyif alırsın. İlerleme dediğimiz işte tam olarak bu.
Yazan: Marissa Stephenson
Çizen: Gracia Lam
GÖZ AT
Vücudunun verdiği sinyalleri nasıl dinleyeceğini konuştuk. Şimdi Nike.com'daki öncü beslenme uzmanlarından daha fazla rehberlik alarak beslenme planını iyileştirebilirsin.