Pozitif Bakış Açısı Neler Yapabilir?

Rehberlik

Optimist olmak tercihe bağlıdır ve daha sağlıklı, mutlu bir yaşam sürmene yardımcı olabilir. Bu ipuçlarıyla optimist olmak imkansız değil.

Son güncellenme tarihi: 17 Aralık 2021
Okuma süresi: 5 dk
Sağlıklı Bir Zihne Sahip Olmanın Gerçekten Yapabilecekleri

Optimistler hep en iyisini bekler. Her duruma "yapabilirim" ve "her şey yoluna girecek" diyerek yaklaşırlar. Böyle düşünmek, kulağa güzel bir tavırmış gibi geliyor. Peki bu yaklaşımın bir karşılığı var mı? Optimistler gerçekten daha iyi yaşıyor mu? Araştırmalar, bu soruya evet yanıtını veriyor.

Cardiology dergisinde yayınlanan bir çalışma incelemesinde, yaklaşık 230.000 kişilik bir grupta optimizm seviyesi yüksek olanların önemli kardiyovasküler sorunlar yaşama riskinin daha düşük olduğu görüldü. Yaklaşık 13.000 kişinin katıldığı yakın tarihli bir Harvard çalışmasında ise umutlu olduğunu söyleyen kişilerin fiziksel sağlık durumlarının daha iyi olduğu, daha sağlıklı alışkanlıklara sahip olduğu, daha fazla sosyal destek gördüğü, psikolojik ve sosyal esenliklerinin daha iyi olduğu görüldü.

Bu sonuçların her zaman neşeli olan kişiler için geçerli olduğunu düşünüyor ve yazıyı kapatmaya hazırlanıyorsan şunu unutma: Pozitif bir bakış açısına sahip olmak senin elindedir.

Oxford Üniversitesi psikoloji ve duygusal nörobilim profesörü ve "Rainy Brain, Sunny Brain" kitabının yazarı Dr. Elaine Fox, "Optimizm şekillendirilebilir. Daha optimist olmayı öğrenebiliriz." diyor. Negatif olmak yerine pozitif olmayı seçmenin ilk adımı, beyninin neden bir tarafa daha meyilli olduğunu anlamaktır.

"Pozitif deneyimlerin olduğu zaman, hedefine ulaşmak için daha çok enerji harcama ihtimalin artar. Negatif deneyimler yaşadığında ise nereye gitmen veya ne yapman gerektiğini bilmezsin ve o yüzden genellikle hiçbir adım atmazsın."

Dr. Loretta Breuning,

Inner Mammal Institute'un Kurucusu

Inner Mammal Institute'un kurucusu ve "The Science of Positivity" kitabının yazarı Dr. Loretta Breuning, "Pozitif veya negatif düşünce şeklini oluşturan nöral yollar, biz daha küçükken ortaya çıkar." diyor. Breuning, işlerin iyi veya kötü gideceği beklentilerimizin özellikle çocuklukta yaşadığımız deneyimler tarafından şekillendirildiğini ve hayatımızın sonraki aşamalarındaki motivasyonumuzun anahtarının bu olduğunu söylüyor.

Breuning şöyle diyor: "Pozitif deneyimlerin olduğu zaman, hedefine ulaşmak için daha çok enerji harcama ihtimalin artar. Deneyimlerin negatifse bunu muhtemelen yapmazsın; çünkü beynin sana ödül vermeyecek bir hedefi kovalayacak şekilde gelişmemiştir. Negatif deneyimler yaşadığında nereye gitmen veya ne yapman gerektiğini bilmezsin ve o yüzden genellikle hiçbir adım atmazsın."

Breuning, "bardağın yarısı boş" yaklaşımının beyne "tehdit" uyarısı gönderen kortizol adlı stres hormonunun üretimini tetiklemekle kalmayıp bunu kalıcı hale de getirdiğini söylüyor: "Negatif nöral yolu güçlendirirsin. Ana dilin gibidir: Bu yaklaşımı doğal bulursun ve nasıl ortaya çıktığının farkında olmazsın."

Kendini kederli düşüncelerin arasına sıkışmış hissettiğin zaman kendi kendine pozitif düşünmeyi telkin etmen faydasızmış gibi görünebilir ve gerçekten faydasız da olabilir: Fox, düşünmenin tek başına o kadar da işe yaramadığını söylüyor. Pozitifliğin faydaları nasıl düşündüğümden değil, nasıl davrandığımızdan gelir. Fox, "Pek çok pozitif şey yaparsan bu seni mutlu eder ve pozitif bir yaklaşım benimsemeni sağlar." diyor.

Okudukların sana güç mü verdi? İşte bunları eyleme dökmek için atabileceğin beş adım.

  1. Her Gün 3 Dakikanı Düşünme Şeklini Değiştirmeye Ayır

    Bir dakika boyunca, içinde bulunduğun durumda atabileceğin faydalı adımları düşün. Evde kalmak zorunda olduğunu ve sıkıldığını varsayalım. Bu 60 saniye boyunca boş zamanında etrafı toplayabileceğini, gitar çalabileceğini ve meditasyon yapabileceğini düşün.

    Bu bir dakikalık egzersizi altı hafta boyunca her gün üç kez (örneğin, her öğünden sonra) yaptığın zaman beynini daha pozitif düşünmeye yönlendirebilirsin. Breuning, "Bir şeyleri halletmen gerekmiyor. Önemli olan şey, negatif beklentileri pozitif beklentilerle değiştirmektir; çünkü negatif beklentilerin gerçek olmaktan ziyade hayattan rastgele kesitler olduğunu biliyorsun."
  2. Her Gün Kendini İyi Hissedeceğin Bir Aktivite Yap

    Fox; antrenman yapmak, yemek pişirmek ve arkadaşınla video görüşmesi yapmak gibi fiziksel, zihinsel ve duygusal açıdan kendini daha iyi hissetmeni sağlayacak küçük eylemlerin pozitif bir yaklaşım benimsene yardımcı olabileceğini söylüyor ve "Daha optimist olmayı ummakla yetinmeyip optimist olmanı sağlayacak bir aktivite yapmış olursun." diyor.
  3. Kararlı Ol

    "Tekrar, tekrar, tekrar dene" sözünü biliyor musun? Fox, bu ısrarcılığın optimizm için önemli bir bileşen olduğunu söylüyor. Çünkü çaba harcamaya ve uğraşmaya ne kadar istekli olursan başarıya ulaşma ihtimalin o kadar yüksek olur. Başarı da doğal olarak kendimizi daha pozitif hissetmemizi ve pozitif eylemlerde bulunmamızı sağlar.
  4. Kontrol Edebildiğin Şeylere Odaklan

    Fox, "Optimistler, kontrolün kendilerinde olduğunu hisseder." diyor. Bu inancı benimsemenin bir yolu şu: Kontrol edemediklerine değil, kontrol edebildiklerine odaklan.

    Aylardır hazırlandığın yarışın iptal edildiğini ve kişisel rekorunu kıramayacağını varsayalım. Onun yerine kendine yeni bir antrenman hedefi seçebilirsin. Örneğin, her gece silindir köpük uygulamayı veya her öğünde sebze yemeyi hedefleyerek kendine meydan okuyabilirsin. Kontrolün elinde olduğu hissi seni rahatlatır, mutlu eder ve sonuç olarak seni daha pozitif eylemler gerçekleştirmeye yönlendirebilir.
  5. En İyisini Ümit Et, En Kötüsüne Hazırlan

    Optimist olman, işlerin yolunda gitmemesine karşı hazırlık yapmayacağın anlamına gelmiyor. Aslına bakarsan, Fox'un "gerçekçi optimizm" adını verdiği bu yaklaşım, hayatın yalnızca gökkuşakları ve kelebeklerden ibaret olduğuna körlemesine inanmaktan daha faydalıdır. Uzun bir koşuda acıkıp sinirlenmek (yanına atıştırmalık al!) gibi kötü olaylara karşı hazırlanmak, kontrolü sana verir.

    Fox, "İşin sırrı, potansiyel engellere gereğinden fazla odaklanmamaktır. Sağlıklı bir yaklaşım, potansiyel tehditler ve tehlikelerin makul değerlendirmeleri ile işler beklediğin gibi gitmese bile sonunda her şeyin iyi olacağını telkin eden optimizm arasında denge kurar." diyor.

Orijinal yayınlanma tarihi: 20 Aralık 2021