Bu Yaratıcı İsmin Stilini Basketbol Sevgisi ve Koşu Tutkusu Şekillendiriyor

Kültür

Hem koşu koçluğu yapan hem de DJ kabininde hünerlerini sergileyen Lono Brazil III'ün hayatında spor ve kültürün kesişimi hep önemli bir rol oynadı.

Son güncellenme tarihi: 20 Temmuz 2021
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

"Modadan Fazlası", yıldızı parlayan yaratıcı isimlerin, kişisel stil ve kimlikleri kendi bakış açılarıyla yorumladığı bir seri.

Lono Brazil III, kalabalıklar arasındayken ya da koşu kulüplerinden biriyle birlikte Tokyo sokaklarında koşarken bile bireyselliğini ve yaratıcılığını ifade etmekten vazgeçmiyor. Grup halinde koşmanın kendini ifade etmek için etkili bir yol olmadığını düşünebilirsin ancak her koşucunun adımı kendisine özeldir.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

Yarı Siyahi yarı Japon olan Lono, kendisini tek bir kimlik üzerinden tanımlamıyor. Daha önce Los Angeles ve New York'ta yaşayan Lono, bugün ünlü sokak giyimi butiği Union'ın Tokyo şubesinin müdürü ve yerel Nike Run Club'ın koşu koçu. Farklı kültürleri aynı çatı altında buluşturan Lono, aynı zamanda bir DJ, model ve koşu ekibi Athletics Far East'in (AFE) üyesi. Ama koşu sadece sağlıklı kalmak ya da sosyalleşmek için yaptığı bir aktivite değil. Lono'nun stilini doğrudan tanımlayan koşu, bir yandan da stilini ve kültürel ilham kaynaklarını ifade ederken yaratıcılığına güç veriyor. "Spor ile moda arasındaki bağı ve bu kültürlerin nasıl bir araya geldiğini erken yaşta fark ettim. Benim stilim her zaman bunların kesişim noktası oldu." diyen Lono, bu yazıda hem bugün bir koşucu olarak hem de Jordan ve basketbol üzerinden babasıyla bağ kurduğu çocukluk yıllarında stilinin spor tarafından nasıl şekillendirildiğini anlatıyor.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

İlginç bir çocukluk geçirmişsin. İki kıtada, farklı şehirlerde yaşamışsın. Modaya ne zaman ilgi duymaya başladın ve çocukluğunda yaşadığın deneyimler seni nasıl etkiledi?

Çocukken önce New York ve Los Angeles'ta, sonra da Tokyo'da yaşadım. Buralarda birbirinden çok farklı stiller gördüm. Hem annem hem babam müzik sektöründe çalışıyordu. Bu yüzden tanıdıklarımız hep özel bir stile sahip olan, sanatsal ve ilginç karakterler oldu. Babamın janrı hip-hoptu. Bu müziğin stil ve moda tarafı hep güçlü olmuştur. İster takım elbise ister günlük spor stiller giysin, her zaman şık giyinirdi ve stiline dikkat ederdi. Aynı zamanda sıkı bir basketbol taraftarıdır. Beni sporla o tanıştırdı. Basketbol oyuncularının ve sanatçıların, özellikle de hip-hop sanatçılarının aynı giysileri giydiğini gördüm. Basketbol ve hip-hop kültürü ile bu kadar erken yaşta tanışmak, spor giyimin (özellikle de Nike'ın) hayatıma erkenden girmesini sağladı. Babam bana hep Jordan giydirirdi. Daha bir yaşına basmadan çekilmiş bir fotoğrafım var. Jordan giyiyorum. Daha sonra TV'de izlediğim Jordan ile aynı ayakkabıları giymek muhteşem bir histi. Sneaker'lar benim için her zaman çok önemli olmuştur.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

Hiç babanla en iyi Jordan'ın hangisi olduğunu tartıştın mı?

Tartıştım mı emin değilim. Çünkü o her zaman haklıdır! En iyi model ise kesinlikle Nike Air Jordan 11 "Concords". Rugan deriyi stadyum ışıklarının altında, parke sahada gördüğüm zaman o güne kadar gördüğüm en şık ve lüks ayakkabı olduğunu düşünmüştüm.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

NBA ve hip-hop'un ünlü bireysel stilinden etkilendin. Ama çocukluğunu geçirdiğin Japonya'da, özgünlüğünü ifade etmek pek de teşvik edilen bir davranış değil. Dengeyi nasıl kurdun?

Bu, aslında ilginç bir konu. Japon okullarında dikkat çekmemen, topluluğa uyum sağlaman beklenir. Ama tabii ki melez olduğum için tüm gözlerin üzerimde olduğunu hissediyordum. Diğerlerinden farklıydım ve bunun farkındaydım. Gene de aralarına karışmak istiyordum. Bunun için diğer çocuklar gibi giyinmeyi denedim. Sonra onlardan çok uzun olduğumu veya farklı durduğumu fark ettim. Bunun üzerine belirli bir stilde giyinmeme gerek olmadığını, çünkü her zaman farklı olacağımı anlamaya başladım. Yani istediğim şeyi yapmamam ve kendi giysilerimi giymemem için hiçbir neden yoktu. Ama bunu yapmam biraz zaman aldı. Lise veya üniversite civarında, yaşadığım deneyimlerin kendi yaratıcılığımı ve stilimi ifade etmeme yardımcı olduğunu fark etmeye başladım.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

"Koşu da dahil olmak üzere yaptığım her işte kendimi sanatsal olarak ifade etmeye çalışırım."

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor
Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

Koşu dünyasında basketbola kıyasla daha az moda ikonu ve influencer var. Koşunun kişisel imajın üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

Koşmaya üniversitede başladım. Belki de "sokaktaki" varlığı çok zayıf olduğu için stilime özel bir hava kattı. Müzisyenleri, modacıları (koşuya çıktıkları zamanlar haricinde) koşu stilleri giyerken görmezsin. Bunu fark edince günlük kombinlerime koşu stilleri eklemenin iyi bir fikir olacağını düşündüm. Dar kesimler ve kısa şortların farklı estetiği, stilimi kesinlikle değiştirdi. Bedene ve kesime daha çok dikkat etmeye başladım. Koşunun genel silüetim üzerinde gözle görülür bir etkisi var. Nike'ın koşu mirasını yansıtan klasik Nike koşu ceketleri gibi modelleri günlük giyim gardırobuma eklemenin, bu silüetleri kendi stilimle bir araya getirmenin stilime yeni bir hava katacağını düşündüm.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

"Belirli bir stilde giyinmeme gerek yok, çünkü her zaman farklı olacağım. Yani istediğim şeyi yapmamam ve kendi giysilerimi giymemem için hiçbir neden yok."

Müzik ve moda gibi koşuyu da hem tek başına hem de toplulukla birlikte yapmayı seviyorsun. AFE ile birlikte koşmak nasıl bir duygu?

AFE'nin lideri ve kurucusu DKJ, bu ekibe getirdiği organik vizyonu ve spora duyduğu büyük sevgiyle bana ilham veriyor. Bu ekipte bağ kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlıyor. Ayrıca Japonya'nın geleneksel yaş hiyerarşisi kültürünü öne çıkarmaması, ekibin deneyimlileri kadar genç üyelerinin de rahatça bağ kurmasına yardımcı oluyor. AFE üyeleri, Tokyo'da tanıdığım en ciddi amatör koşucular. Bağ kurmak için yaptıklarının ve koşu sonrasında yaptıkları etkinliklerin bir eşi benzeri daha yok. Bu ekipteki koşucuların hem koşuyla hem de özel hayat/iş hayatı ile iyi ilişkileri var. Ekip canlılığını hiç yitirmiyor. Koşu ayakkabılarından moda ürünleri ve teknolojik cihazlara kadar her türlü ilginç konu hakkında konuşmayı seviyoruz.

Modadan Fazlası: Lono Brazil III, Koşu Aracılığıyla Yaratıcılığını Ortaya Çıkarıyor

Görünüşe göre ilgi alanlarının bir başka ortak noktası da yaratıcılığını sergilemeni sağlamaları. Koşunun sanatsal çalışmalarını tamamladığını düşünüyor musun?

Koşu da dahil olmak üzere yaptığım her işte kendimi sanatsal olarak ifade etmeye çalışırım. Herkesin koşma nedeni farklıdır. Ben, sporu daha büyük bir çerçeveye oturtmaya çalıştığım için koşuyorum. Koşu sanatı, fiziksel aktiviteyi kullanarak kendini, zihnini, ruhunu ve yaratıcılığını keşfetmektir. Koşmak yaratıcılığımı korumamı sağlıyor. Hala koşmamın asıl nedenlerinden biri bu. Koşarken sanki hiç düşünmüyorum. Ama bir yandan da çok fazla düşünüyorum. DJ setimde ne çalacağımı düşünürken vücudum ısınmaya başlıyor ve kendimi bırakıyorum. Koşarken duyduğun hislerin, odanda oturup müzik dinlerken duyduğun hislerden çok daha güçlü olduğunu düşünüyorum.

En sevdiğim koşu rotası Shibuya, Harajuku ve Shinjuku bölgelerinin kalabalık sokaklarından geçiyor. Favori house parçalarımı dinlerken buralarda koşmak bana keyif veriyor. Koşmak, yaratıcı ve pozitif tarafımı ortaya çıkarıyor. Beni akış durumuna geçiriyor ve diğer hobilerim ve yaratıcı çalışmalarım üzerinde olumlu bir etkisi oluyor.

Yazan: Jon Moy
Fotoğraflar: Shun

Yazılma tarihi: Ekim 2020

Orijinal yayınlanma tarihi: 19 Temmuz 2021